Belirsizliğe tahammülsüzlük birçok kişinin zorlandığı, çoğu zaman kaygıya neden olan bir durumdur. Psikoterapi seanslarında özellikle kaygı konusunda çalıştığımız danışanlarla sıklıkla ele almaktayız.
Temelde insan olarak, gelecekte bizi nelerin beklediğini bilmek isteriz. Bunu bir seyahat örneği ile ele almak mümkün. Gideceğimiz yer için önceden birçok şeyi araştırırız. Gezilecek yerler, yapılacak aktiviteler, hava koşulları vs. Bunları önceden bilmek isteriz ki ona göre kıyafetler götürürüz, ona göre önceden biletleri alırız. Bu hazırlıklar ve bilinmezi araştırma motivasyonumuz o yere hazırlıklı gitmemize yardımcı olur. Yağmurlu olacağı bilgisine sahip olursak şemsiye, güneşli ise de güneş kremi alırız. Bununla birlikte, bu hazırlıklar olası olumsuz durumların da yaşanmasını engellemiş olur.
Şimdiye kadarki bakış açısı ile bakınca belirsizliği ortadan kaldırmak işlevsel ve mantıklı gibi görünse de bazı durumda belirsizliği ortadan kaldırmak mümkün değildir. Yine de kişiler bunun için çokça enerji harcamaya devam etmektedir. Bu nedenle belirsizliği ortadan kaldırmak için sergilediğimiz davranışları ya da mental eylemleri de değerlendirmek önemlidir.
Zihnimiz belirsizliği gidermek için çeşitli senaryolar üretir. Yine seyahat örneğinden düşünecek olursak, ikliminin günlük olarak çok değişken olduğu bir yere gittiğinizi düşünelim. Net bir bilgi olmadığı için ceket de koymak zorunda olacağız, şemsiye de, güneş kremi de. Her senaryoya ve her ihtimale karşı hazırlıklı olmaya çalışacağız.
Günlük hayatta da benzer bir şekilde belirsizlik olduğunda zihnimiz buradaki bilgi açığını doldurmak için birçok düşünce ve senaryo üretir. Çoğu zaman bu senaryolar olumsuz ve en kötü ihtimalleri kapsar. Bu da yoğun kaygı ve endişeye yol açar.
Bazen belirsizliği ortadan kaldırmak mümkün olurken, çoğu zaman belirsizlikler kaçınılmazdır. O nedenle belirsiz durumları kabul etmek ve başa çıkmayı öğrenmek önemlidir.
Bu noktada neler yapılabilir?
- Düşünceler üzerine düşünmek: Belirsiz durum üzerine çok fazla düşünmenin, çokça araştırmalar yapmanın işe yarayıp yaramadığını sorgulayabilirsiniz. Örneğin doktora giden bir hasta düşünelim, kan tahlili sonuçlarını bekliyor. Belirsiz bir durum, sonucunda olumlu ya da olumsuz sonuçlar çıkacak. Ancak olumsuz bir sonuç çıkacağına o anda çokça inanmak işlevsizdir ve henüz bir sonuç yokken kişiyi sadece yormaktadır. Olumsuz bir sonuç olacaksa bunun üzerine düşünüyor olmak bu sonucu engellemeyecek, bir işe yaramayacaktır. O nedenle kendinize bu belirsiz durumlarda “Bunu şu anda düşünmenin bir faydası var mı?” gibi bir soru sorabilirsiniz. Bu sorgulamayı her konuda uygulayabilirsiniz; aklınızdan geçenleri bir kağıda yazarak ya da içsel bir konuşma şeklinde yapmak daha kolaylaştırıcı olabilir.
- Kontrol edebileceğiniz başka şeylere odaklanmak: Belirsizliğin diğer ucu da her şeyin netlik içinde olmasıdır. Bu da çoğu zaman kişileri daha güvende ve kontrol sahibi hissettirir. O nedenle belirsizliğin giderilemeyeceği durumlarda kontrolü sağlayabileceğiniz başka alanlara yönelmek iyi olacaktır.
- Mindfulness (Bilinçli farkındalık) çalışmaları: Belirsizlik durumunda zihnimiz çok daha hızlı düşünceler üretme eğiliminde olacaktır. Bu durumda dikkatimiz tamamen kendi zihnimiz ve senaryolara odaklı iken anda kalma çalışmaları denemek faydalı olacaktır. Örneğin bulunduğunuz odada bulunan beş farklı yeşil nesne bulma gibi yaratıcı pratikler deneyebilirsiniz. Bu basit çalışmada bile zihninizdeki yorucu düşüncelere ufak bir ara verme şansı yakalayabilirsiniz.
- Derin nefes, meditasyon, yoga çalışmaları: Belirsizlik durumunda dikkati bedensel çalışmalara vermek destekleyici olacaktır.
- Uzman desteği: Tek başınıza belirsizliğin yarattığı kaygı ile baş etmekte zorlandığınız durumlarda bir uzmandan destek alma seçeneği düşünülebilir.